ŞAİR FORUM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Edebiyatın Kalbi, Sohbetin Masasına Hoşgeldiniz !
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Söylenecek söz yok

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Ouzz




Mesaj Sayısı : 19
Yaş : 31
Kayıt tarihi : 14/04/09

Söylenecek söz yok Empty
MesajKonu: Söylenecek söz yok   Söylenecek söz yok EmptySalı Nis. 14, 2009 4:22 pm

Aslında o kadar çok söz var ki. Nereden başlayacağımı bulamadım. Büyüklerimizin bir sözü geldi aklıma.. "Söylenecek söz yok..!"

İlk önce birazdan okuyacaklarınızın tamamının benim düşüncem olduğunu söylemek isterim. Katılmak veya katılmamak size kalmış. Ama düşünce bakımından özgür bir toplumda yaşıyoruz.., veya öyle demeyeyimde, yaşadığımızı kabul ediyoruz diyelim. Bu yüzden düşüncelerime katılmasanız bile saygılı olmanızı rica ederim. Bunun yanında ben bir profesör veya yazacaklarım hakkında uzman değilim. Yazdıklarımda yanlışlar olabilir, hoş görmeinizi dilerim. Sözüde fazla uzatmayayım, demek istediğim anlaşılmıştır.

Başlangıç olarak din konusunu ele almak istiyorum ve şunu direkt olarak söyleyeyim ki ben bir ateistim. Düşüncelerimi tarafsız olarak yazamayacağım çünkü ben bu yazıyı düşüncelerimi paylaşmak için yazıoyrum. Dediğim gibi saygılı olmanızı rica ederim. Yine fazla uzatıyorum sanırım, başlıyorum..

Müslümanlar ve ateistler arasındaki tartışma:

Hem müslümanlar hem de ateistler arasında var aslında bazı saygısızlar, kabul edelim. Bu kişiler oldu ve olacaktır. Fakat ben düşüncelerimi yinede belirtmek istiyorum. Bu konu üzerinde fazla durmaya gerek yok aslında; inananın dini ona, inanmayayın kendine. Tartışmanın hiç bir lüzumu yok. Bundan sonrada hiç bir tartışmaya girmeyeceğim müslümanlıkla ilgili, fakat ateistliğimi savunurum.

Müslümanlar ve ateistler arası küfür:

Bu din tartışmalarında küfürde oluyor tabi ki. Benim en çok canımı sıkan nokta budur. Bir insanın dini inancına göre küfretmek anlaşılabilmiş bir şey değildir. Bu zamana kadar bana, aileme küfür edenler çok oldu, müslüman olduklarını iddia eden kişiler tarafından. Bu küfürüde engellemek çok zordur biliyorum, ateistlere diyeceğim insanlık için küfür etmeyiniz. Ama müslümanlar konusunda kafam daha karışık. Müslüman, yani olduklarını iddia edenler ise, müslümanım diyorsanız, küfür etmemeniz gerektiğinide biliyorsunuzdur sanırım. Hem güzel dininizi savunup, hem de inanmayanlara küfretmek tutarsızlıktır.

Tanrı'ya neden inanmıyorum..?

Aslında bu bölümü daha farklı yapmak daha faydalı olurdu. Yani sizin bana sorularınızı sormanız, bende bunlara karşılık düşüncelerimi iletmem. Ama bunun içinden çıkamayacağınızı için, sizin iddialarınızı tahmin ederek yanıtlamaya çalışacağım.
/ Evren mükemmel bir oluşum, her şeyi bilen bir yaratan olmadan oluşamazdı..
- Evrenin mükemmelliğini tartışmak gerekir. Bilim adamları bu güne kadar araştırdıkları sayısız gezegene rağmen, bir tek dünyada yaşam buldular. Bu durumda diğer gezegenler, göktaşları gereksiz değil midir..? Bu da sanırım evrenin mükemmelliğini bozar. Gök cisimlerinin evrende rastgele dolaşmasıda bir garipliktir. Dediğiniz her şeyi bilen bir tanrı, yaratırsa mükemmel yaratmalıydı. Oysa evren mükemmel değil.
/ İnsani kim yarattı, o da mı mükemmel değil..?
- İnsan dağıl olmak üzere evrende hiç bir şey mükemmel değildir. İnsan uzun yıllardır geçirdi evrim sonucu mükemmelliğe büyük adımlar atmıştır. Fakat daha yolun yarısında bile değildir. İnsanın oluşmasını şimdi evrim konusuyla açıklayacağım. Bundan önce bir enerji konusuna değinmek istiyorum.

Enerji:

Enerji diyince aklıma ilk elektrik gelir, çoğu insan gibi. Oysa enerji ısıdır, enerji rüzgardır, enerji kinetiktir, potansiyeldir, sudur, insandır kısacası maddedir. Var olan heş şey bir enerjidir. Bu enerjinin başlangıçta nasıl varolduğunu bilmiyorum, ama ben bunu hemen Tanrı'ya bağlayacakta değilim. Bilinmeyen her şeyi Tanrı'ya bağlayıp, "Tanrı nasıl oluştu?" sorusuna "İnsan aklı yetmez." cevabı alınabiliyorsa bende şuan için "Enerji nasıl oluştu?" sorusuna "İnsan aklı yetmez." diyorum. İlerleyen zamanlarda, dünyaya bir şey olmazsa, teknolojinin bunu açıklayacak boyuta ulaşacağını düşünüyorum. Ama şunu söyleyebilirim, enerji vardır. Einstein'ın kuramlarında da maddenin ışık hızının üstüne çıktığında enerji boyutuna girdiği kanıtlanmıştır. Enerji her zaman var ve sizin içinizde, elimdeki kalemde, her şeyin içindedir.

Evrim:

DÜnya şu ana kadar keşfedilmiş gezegenler içinde yaşam şartlarına en uygun gezegendir Eğer Jüpiter uygun olsaydı biz orada yaşıyor olabilirdik. Dünyada yaşamamız tamamen bir tesadüftür. Yaşamın nasıl oluştuğu hakkındaki düşüncelerimi söyleyeyim ilk önce. Büyük patlama sonucu etrafa enerji ve maddeler yayıldı. Bu maddeler zamanla birleşti, parçalandı; tekrar patladı ve gök cisimlerini oluşturdu. Dünyamızda güneşin dönmesinden kaynaklanan etkiyle ondan ayrılarak güneşin etrafında yörüngeye yerleşti, tıpkı diüer gezegenler gibi. Dünyada çeşitli elementler vardı ve dünya zamanla soğumaya başladı. Fakat enerjisi asla bitmedi, şuan olduğu gibi. Bu eneji azaldıkça dünya yaşama ugun bir yer haline geldi. Yer kabuğu oluştu soğumayla. Dünyadaji elemetler, dünyayın sahip olduğu enerjiden faydalanarak bağ oluşturdu birbirleri arasında. Bu bağ çeşit çeşit birleşti. Fakat bu öyle bir şekilde birleşti ki canlıyı oluşturdu. Tek hücreli canlı. Bu konu çok uzun, kısa kısa anlatmaya çalışıyorum ama bir yeri atladığımı farkettim. Dünyada konumu dolayısıyla su sıvı durumda kalabilirdi. Suyun formülündede iki hidrojen, bir oksijen vardır. Bu atomlarda dünyada zaten vardı ve dünyanın enerjisi sonucu birleşerek suyu oluşturabildiler. Bütün elemenler ve maddenin oluşumunu buna bağlıyorum. Tek hücreli canlıya geri dönelim. Evrimin aşamalarını tam olarak bilmediğim için, ki zaten kimse bilemez, bazı bölümleri atlayacağım. Tek hücreli canlının hareket etmesi lazımdı. Hareketi sağlayan tüyler oluştu. Kamçı oluştu. Büyüdükçe yeni ihtiyaçları oluyordu ve uzun zaman sonucu bu durum karşısında uğraşlarıyla, kendinde çeşitli değişiklikler gösterip, isteğine ulaşıyordu.. Bütün canlılar buradan gelmiştir. Şu an ki canlılar incelendiğinde bu anlaşırlır. Çoğu gelişmiş canlının gözü, hatta iki gözü vardır, çoğunun iki eli, iki ayağı vardır. Bunlar tesadüf değildir. Bütün canlıların tek bir canlıya dayandığının kanıtıdır. İnsanlardaki en büyük fark bu evrimi akılda yaşamalarıdır. Öünkü onlar evrimleşip insan dediğimiz kavrama yöneldikten sonra düşündüler, yaşamak için düşündüler, yemek bulmak için düşündüler, avlamak için. Düşündükçe beyinleri gelişti ve akıllı oldırlar. Yoksa diğer hayvanlarında aklı vardır. Çok ileride onlarında beyinleri gelişebilir. Daha iyi düşünmeye başlayabilirler. Bana göre evrim vardır. İnsanlar ve tüm canlılar tek bir canlıdan türemiştir.

Kitaplar:

Aslında çok tartışılabilecek bir konudur. Ama ben üstünde durmak istemiyorum. Bana göre kitaplar, insan elinde yapılmıştır. Toplumu yöneten hükümdarların, toplumu düzene sokmadaki başarısızlıkarı sonucu onları korkuyla düzeltmeyi amaçlamasıyla oluşmuştur. Tanrı'dan korkutulan insanların iyiliği, hoşgörüyü, toplumsal mutluluğu daha da önemli görmesi hükümdarların işini inanılmaz derecede kolaylaştırmıştır. Bütün kitapları okumadım bilmiyorum ama, Kuran-ı Kerim'den bahsetmek istiyorum. Kitabun genelinde Allah'ın büyüklüğünden, yüceliğinden bahsedilmiştir. Bu tekrar tekrar dile getirilmiştir. Uzunluğu insanın yazmasını güçleştirmez. Böyle bir kitabı aklı başında olan her insan yazabilir. İnsanın yarattığının başka bir kanıtıda kitabın sürekli erkeklere seslenmesidir. Çünkü o zamanlar söz erkeklerdeydi ve kadınlar ikinci plandaydı, bu kitaptada kendini belli eder. Yöneticiler o zamanlar yaptıkları kitaba inanılması için, erkeklerin olurunu almak için, kitapta erkeklere seslendiler ve kadınları ikinci plana ittiler. Bunun kanıtını isteyen varsa gösterebilirim ama burda paylaşmaya gerek görmedim. Bunun yanında kitapta Allah'a dair hiç bir net kanıt sunulamazken, bazı yerlerde mantıksız tutarsızlıklar ve Allah gibi mükemmel bir varlığın yazmadığını belli edecek sözler vardır. Bunları merak eden varsa paylaşıp, tartışmaktan memmnuniyet duyarım. Kitapları reddettiğim için cin, cennet, cehennem gibi terimlere girmiyorum. Bunlarda her masalda çocukları korkuttuğu gibi, gerçek hayatta olduğu söylenince insanları korkutup baskı altında tutmayı sağlamıştır.

Nüfus cüzdanında dini inanç:

Türkiye'de doğan çocukların hepsinin inancına İslam yazılıyor. Acaba çocuğun beyni okunabiliyorda biz mi bilmiyoruz..? İnanç kişinin bileceği iştir. Ona soramadan nasıl böyle bir karar alınabilir..? Bunu ülkeyi yönetenlerin görmediğine şaşırmıyorum. Bu şekilde Türkiye'nin %99 müslüman olur tabi ki. Birde gerçekten kaç kişi kendi iradesiyle inanıyor düşünmek lazım.

Aile baskısı ve eğitim:

Türkiye'de eğitimden bahsetmeye gerek yok sanırım. İçler acısı, hükümette bunu geliştirmek istemiyor. Çünkü onlar için Türkiye önemli değil. Önemli olan kendi yaşamları ve biliyorlar ki eğitimsiz toplum çok kolay yönlendirilir. Eğitim derken okulu kastetmiyorum, öğretim demiyorum. Okul öncesi veya yaşam boyunca kazanılan şeylerden bahsediyorum. Kişiye ve kişinin dediklerini saygı duyma, tartışma ahlakı, .. Bu tür şeylerde bahsediyorum. Yani insani değerler. Bizim en büyük sorunumuz bu. Daha insanın dini inancına göre ailesine küfredenler var. Ne denilebilir ki..? Bunun yanında bu eğitimsizlik baskıyada sebep oluyor. Anne babalar çocuklarını zorlayarak müslüman olması gerektiğini söylüyorlar. Şuna eminim ki inanç konusunda kimsenin kimseye karışma hakkı yoktur. Annenin çocuğuna bile yoktur. Türkiye'de çoğu kişide bu baskı yüzünden müslümanım diyip geçmekte.

Söylenecek çok söz var. Daha siyaset ve din var aslında. Laiklik ve hükümet var. Ama bu kadarı yeter sanırım. Yazdıklarımın hepsi kendi düşüncelerimdir. "Yanlış düşünüyorsun" demek isterseniz veya yazdıklarım hakkında konuşmak isterseniz, seve seve konuşurum. Okuduğunuz için teşekkür ederim..


4-5 ay önce yazmış olduğum bir yazı. Bu günden sonra öğrendiklerimi ve gelişen düşüncelerimi anlatmak için yeni bir yazı hazırlığı içindeyim. Umarım, en yakın zamanda iletirim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
volkan-uluc
Admin
volkan-uluc


Mesaj Sayısı : 270
Kayıt tarihi : 16/03/09

Söylenecek söz yok Empty
MesajKonu: Geri: Söylenecek söz yok   Söylenecek söz yok EmptySalı Nis. 14, 2009 5:07 pm

Önce de Oğuz'un bu yazısını okumuş ve kendi fikirlerine saygı duyduğumu dile getirmiştim. Dini konuların sonradan hassaslaştığı bu millette bu tezlerini daha ayrıntılı araştırması gerektiğini ve her hangi bir demeç yada tartışmada kendisinin mat edilemeyecek denli bir savunucu olmasını dilerim. Bu dileğim tüm fikirlerin savunucuları için geçerlidir. Diyecekler çıkacaktır ki sen bunu nasıl iyi niyetle karşılarsın... Ben bilimsel yaklaşımları destekler ve bilimin gösterdiği yolu seçen birisiyim. Eğer batıl inançlarla hareket edilseydi şimdi ki teknolojik çağa ulaşamazdık. Bu konuda bir çok bilim adamı öldürülmüştür. bu nedenle iyi bir savunması olan tezi göz ardı etmek "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir fendir" sözüyle yetişmiş Türk ulusunun karakterine ve yapısına sığmayacaktır. Darwin'i de kötüleyenler bu konudaki açıklamamı incelerlerse ne demek istediğimi anlayacaklardır.

Saygılarımla
Volkan ULUÇ
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sairforum.yetkinforum.com
Ouzz




Mesaj Sayısı : 19
Yaş : 31
Kayıt tarihi : 14/04/09

Söylenecek söz yok Empty
MesajKonu: Geri: Söylenecek söz yok   Söylenecek söz yok EmptySalı Nis. 14, 2009 5:10 pm

Eğer bu forumda bu konuda tartışma bölümü açılırsa, tüm konularda cevap verebileceğimi belirtirim. Tartışmak isteyen olursa, ister özelden, ister forumdan tartışabilirim. Volkan abinin mat edilemeyek bir savunucu rütbesine ulaştığımı düşünüyorum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
volkan-uluc
Admin
volkan-uluc


Mesaj Sayısı : 270
Kayıt tarihi : 16/03/09

Söylenecek söz yok Empty
MesajKonu: Geri: Söylenecek söz yok   Söylenecek söz yok EmptyÇarş. Nis. 15, 2009 6:50 am

Umarım bu konuda ki cesaretin ileriki hayatta sana ve yaşamına yön verecek güçtedir. Ama hiç bir zaman unutmamalısın ki öğrenmenin sınırı yoktur. Bu nedenle gücünün son evresinde değil daha başındaymış gibi yaşamalı ve öğrenmelisin.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sairforum.yetkinforum.com
 
Söylenecek söz yok
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ŞAİR FORUM :: Kendi Kaleminizden :: Denemeler-
Buraya geçin: