Tolga Yenigün / Pınar Keleş
Cumhuriyet Heber Portalı- Yerel seçimlerde partisinin İstanbul’daki oylarını yaklaşık 10 puan arttıran CHP’den İstanbul belediye başkanı adayı olan Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkanı Deniz ******’a seçim çalışmaları sırasında halktan gelen “değişim taleplerini” ilettiğini açıkladı. “Türkiye’de değişimin adresi Cumhuriyet Halk Partisi olmak zorundadır” diyen Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin evrensel boyutta karşılaştığı sorunları aşabilecek olan tek adresin CHP olduğunu söyledi. AKP’nin izlediği politikaların, edilgen bir politika üzerine inşa edildiğini anlatan Kılıçdaroğlu, NATO Genel Sekreterliği seçimi, Fransa’nın NATO’nun askeri kanadına girişi, Kıbrıs politikasının edilgen politikanın örnekleri olduğunu belirtti.
- Yerel Seçimleri genel hatlarıyla yorumlarsanız ortaya çıkan tabloyu CHP açısından nasıl okumalıyız? Özellikle Doğu ve Güney Doğu'da CHP'nin hemen hemen olmaması hakkındaki görüşlerinizi alabilir miyim? Sizin İstanbul varoşlarında oluşturduğunuz etkinin bir benzeri bu bölgelerde de gerçekleşebilir mi, değerlendirir misiniz?
KK: Şimdi şunu kabul etmemiz gerekiyor. Doğu ve Güneydoğu'nun Türk siyaseti açısından geldiği nokta çok ilginç, oranın özel bir değerlendirmeye tutulması gerektiğini biliyoruz ama bu süreçte CHP'nin Doğu ve Güneydoğu'da başarı kazanmasının bana göre yolları var. Biz o insanlara daha fazla ilgi göstermeliyiz, o bölgeye daha fazla gitmeliyiz. O bölgedeki insanlarla daha fazla diyalog kurmalıyız ve biz CHP olarak kendimize ve onların sorunlarına nasıl çözüm getirdiğimizi daha iyi anlatmalıyız. Aramızda ciddi bir diyalog kopukluğu var. O diyalog kopukluğunu bizim bir şekliyle gidermemiz gerekiyor. Biz Doğu ve Güneydoğu'daki yurttaşlarla elbetteki onların talepleri olacak, elbetteki onların beklentileri olacak. Onların kültürel hak talepleri olacak, onların kendi kimliklerine saygı gösterilmesiyle ilgili talepleri olacak. Türkiye'nin bütünlüğü içinde madem ki biz beraber Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı verdik. Bu topraklarda beraber bağımsız Türkiye'yi kurduk. O zaman biz beraber kardeşce yaşamasını da bilmek zorundayız, bileceğiz. Bunun yolu nedir, bunun yolu toplumun her kesimine o bölgede yaşayan insanların da sorunlarına çözüm üretmek, çözüm getirmektir. Şimdi bakıyorsunuz işsizlik varsa o bölgede de var yoğunluk olarak o bölgede yaşanıyor. Ciddi bir yoksulluk süreci yaşanıyor o bölgede, o bölgede başka taleplerde var başka beklentiler de var. Örneğin kültürel hakların verilmesi, insanların daha özgürce yaşayabilmeleri gibi talepleri var. Bu talepleri de bir şekliyle bizim karşılamamız lazım , oturacağız, konuşacağız ve karşılayacağız. Bölgedeki insana daha fazla ilgi gösterirsek, CHP olarak daha fazla gidersek, hem birbirimizi daha iyi tanıma hem birbirimizi daha iyi anlama olanağı bulmuş olacağız diye düşünüyorum.
- Yerel Seçimler tamamlanmış olmasına karşın siz hala yoğun tempoda çalışıyorsunuz. Uzun vadedeki planlarınızı öğrenebilir miyiz?
KK: İstanbul'da Anakent Belediye Başkanlığı adaylığı sürecinde daha çok yerel seçim atmosferi hakimdi. İstanbul'un sorunları ve onların çözümleri üzerine düşünce üretiyorduk. Parlamentodaki görevle beraber bu ulusal düzeyde, Türkiye'nin sorunları tabii ki İstanbul da dahil olmak üzere, üretme ve onları çözme ile ilgili çabalarımız olacak. AKP'yi eskiden olduğu gibi daha yakından izleme, AKP'nin açmazlarını ve Türkiye'de ekonomiyi getirdiği noktayı onlara daha iyi anlatmanın yollarını bulacağız. Bir şekliyle bunu anlatacağız. Eğer bunu yapabilirsek, biz CHP olarak halka güven vermiş olacağız . İkincisi AKP'yi sadece eleştirel bir gözlükle görmememiz gerekiyor, aynı zamanda AKP'nin yaptığı yanlışlara karşı bizim ürettiğimiz çözümleri de halka anlatmamız gerekiyor. Çünkü sadece eleştiri mantığı üzerine bir siyasetin toplumda kabul görmediğini görüyoruz. Toplum aslında bizim eleştirdiğimiz konuları çok iyi biliyor. Bütün sorun şu eleştiriyorsunuz ama siz neyi üreteceksiniz? Siz bu sorunlara nasıl yaklaşıyorsunuz ve nasıl çözeceksiniz. Eğer biz bu çözümlerimizi mantıklı ve tutarlı kamuoyuna aktarabilirsek anlatabilirsek, herşeyden önce o sorunları böyle çözebileceğimize inandırabilirsek toplumun her kesimine ulaşma şansımız zaten olacaktır diye düşünüyorum.
- ABD Başkanı Barack Obama Ankara'dan ayrıldıktan sonra CHP Genel Başkanı Deniz ******'la özel bir görüşme yaptığınız ve bu görüşmede, "4G formülü" denen bir rapor sunduğunuz iddia edildi. Gerçekten böyle bir rapor var mı, varsa raporun içeriğinde neler var? Bu görüşmede, ******'a "Kurultaya gidelim, aday olmayacağım" dediğiniz de yazıldı. Neler söylemek isterisiniz?
KK: Şimdi bakınız Deniz Bey ile olan görüşmemi açıklamak istemiyorum zaten açıklamadım da çünkü o Deniz Bey ile benim yaptığım özel bir görüşme, ama bu konuda açıklamayı ancak Genel Başkanımız yapabilir benim yapmam doğru olmaz. İkinci önemli nokta, ben zaten seçim çalışmaları sırasında da hemen hemen her ortamda bir değişim talebi olduğunu, toplumdan böyle bir beklenti olduğunu ifade ettim. Ben Sayın Genel Başkanımıza da, değişim talebimizi aktardım. Şöyle söyleyeyim eğer bir cümleyle bunu aktarmak gerekirse: ''Değişimin adresi Cumhuriyet Halk Partisi olmak zorundadır, Türkiye'de değişimin adresi Cumhuriyet Halk Partisi olmak zorundadır." Eğer Türkiye dünyada saygınlık kazanacaksa, Türkiye evrensel anlamda karşılaştığı sorunları aşabilecekse bunu tek adresi Cumhuriyet Halk Partisi olmak zorundadır. Çünkü AKP'nin izlediği politikalar, Türkiye'nin tarihsel süreci içinde edilgen bir politika üzerine inşa edilmiş. Bunu Rasmussen'in adaylığında da görüyoruz. Fransa'nın NATO'nun askeri kanadına girşinde de görüyoruz. Kıbrıs politikasında görüyoruz. İç ekonomik politikada görüyoruz. Öyle bir noktaya taşıdı ki Adalet Ve Kalkınma Partisi, biz başkalarının ürettiği politikalarla kendimize yön veren bir ülke haline geldik. Ağrımıza giden noktadır bu o halde yapmamız gereken; biz kendi politikalarımızı kendi ülkemizin ekonomik, sosyal ve kültürel gerçeklerine uygun olarak kendimiz üretmek zorundayız. Bizim bu politikaları üretebilecek bilim insanlarımız var, politikacılarımız var, düşünürlerimiz var. Tek eksiğimiz bu politikaların üretebileceği alanda bulunmak yani iktidarda bulunmak. İktidarda bulunmanın yoluda CHP'nin o değişimi yakalamış olmasıdır.
- İstanbul'da yaşattığınız oy patlamasında Gürsel Tekin'in olumlu etkisini hakkında ortak bir kanı var. Siz Gürsel Tekin'in size olan desteğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
KK: İstanbul İl Başkanlığımız gerçekten de CHP açısından İstanbul'un üzerindeki ölü toprağını kaldırdı, hareketlilik geldi. Yeni isimler öne çıktı, iyi çalışmalar yapıldı. İstanbul'un sorunları ile ilgili temel bazı çalışmalar üretildi. Su konusunda, deprem konusunda İstanbul'un sorunları ile ilgili güzel çalışmalar yapıldı. Toplumun her kesimine bir şekliyle yansıdı. İstanbul'un özellikle varoş dediğimiz çevrelerine de yansıdı, toplumun entellektüel birikimi olan çevrelerine de yansıdı. Her çevreden olumlu ya da olumsuz tepkiler gelmesini doğal karşılıyoruz zaten. Ama genelde olumlu tepkiler aldık, olumlu tepkileri biz bu süreçte siyasete dönüştürdük. Özellikle CHP'nin ulaşmakta geçmişte zorluk çektiği ya da CHP oralara gitmiyor diye eleştirildiği kesimlere gidildi, o kesimlerle diyalog kuruldu. Öyle anlaşıldı ki eğer siz toplumun hangi kesimi olursa olsun oraya gidebiliyorsanız, onlarla diyalog kurabiliyorsanız, onların sorunlarını dinleyip; onların sorunlarına ürettiğiniz çözümleri anlatıyorsanız. Onları kazanmamanız için hiçbir neden yok. Geçmişte şöyle bir yargı oluştu. Kategorik olarak belli insanlar belli bir grubun ve belli bir siyasal iktidarın egemenliği altındadır, o siyasal iktidarın arka bahçesidir gibi görülüyordu ve bunu biz kırdık. Yani Varoşlarda böyle olmadığını, pekala biz gittiğimiz zamanda o insanlarla sağlıklı bir diyalog kurulabileceğini gördük. Bunu CHP açısından.Türk siyasetinde önemli bir açılım olarak ortaya koyduk.