Yokluk içindeki tek varlığım,
Fakirlik seninle bir hiçti annem.
Kuytu köşelerde gizlice ağladığım,
Gözlerimi silen ellerin oyalı mendildi annem…
Çimento kâğıdıyla kaplardın defterlerimi,
Sap toplarken dizliğinle silerdin terimi,
Toz saman içinde verdiğin karpuz dilimi
Yediğim en güzel nimetti annem…
Kar yağınca önde sen arkada ben,
Tipilerden korurdun da giderdim izinden,
Neredesin bak gurbette üşüyorum derinden,
Bakışın içimi ısıtan güneşti annem…
Kar havasında çektiğin arabaşıyı,
Çağırırdın eşi dostu konu komşuyu,
Herkes sallarken çorbaya tahta kaşığı,
Beklediğin bir kuru teşekkürdü annem…
Kaç bebek kondu saydın mı kucağına,
Hangi dertler eridi bağrındaki sıcağına,
Bir gün kapını çalsam 37 yaşındaki bu çocuğuna
Söyleyecek bir ninnin kaldı mı annem…
Yoz çobanı der kırka değdi yaşım,
Ne gün gördüm ne buluta değdi başım,
Geriye bakınca bir tek sensin can yoldaşım,
Gözünden akan yaş değil sevgiydi annem…
yozçobanı